* İnternet, günlük yaşamımızda bir çok şeyi değiştirdi. Bu arada, özellikle bizde, sosyal medya, gazeteciliğin temel ilkelerini, misyon ve çalışma yöntemlerini fena halde bozdu. Keşke bozulan sadece medya olsaydı… Ragıp Duran Baştan belirteyim: ‘’Eskiden her şey daha iyi idi’’ diyenlerden değilim. Teknolojik ilerleme ve yeniliklerin kişisel ve toplumsal hayatımıza neler kattığını, neleri değiştirdiğini izlemeye anlamaya çalışıyorum. Yeniliklerin olumlu yönlerini kavramaya, kullanmaya meyilliyim. Tarih’e meraklıyım. TV ekranlarında ya da sosyal medyadaki milliyetçi-devletçi hatta ırkçı medya maymunlarının geçmişe güzellemeler düzen, resmi tarihi öven, hakiki tarihi tahrif eden ya da gizleyen yayınlarını öfkelenerek de olsa arada sırada izliyorum. Tarih, benim için esas olarak bugünü anlamak hatta yarını öngörmek açısından önemli ve değerli. Tarih aslında geçmişte yapılan gazeteciliğin sentez ve analizi. Bugün yapılan gazetecilik de, zaten yarın tarihi yazmak için kulla
* Sosyal ağlarda yayınlanan mesajları okuyup bunları değerlendirince, çok çelişkili hatta kargaşa içinde olan bir ülke imajıyla karşılaşıyoruz. Ragıp Duran Günümüzde sosyal medya, düşünme şeklimizi ve insanlara ve topluma nasıl davrandığımızı giderek daha fazla etkiliyor. Bu mecra, toplumsal gerçekliğin kesinlikle sadık bir aynası değil. Ama mesajları nasıl okuyacağımızı iyi bilirsek, yani rasyonel bir seçme yapıp ve bu metinlere her zaman eleştirel bir yaklaşımımız varsa, sosyal medya bizi doğru ve yanlış hakkında bilgilendirebiliyor. Bu ortam, ne yazık ki, günlük uygulamada yurttaşların bilgi, yorum ve dedikodu alanlarında temel kaynağı haline geldi. Kısaca web (Dünya Çapında Ağ) dediğimiz sanal mekan, cahil ile bilgili kişilerin birlikte yüzdüğü bir okyanusa dönüştü. Yalanlar ve gerçekler omuz omuza. Burada, İnternet kullanıcılarının arzuları, hayalleri, nostaljileri, sevinçleri ve üzüntülerini okuyor, görüyoruz. Nadiren de olsa gerçeğe rastlayabiliyoruz. Şunu da